Cumartesi, Mayıs 28, 2011

Lezzet=Tat +Koku +Isi +Doku



Bugun,  biraz da olsa badem biyiklilar ile karsilacagim onyargisi ile gittigim, Geleneksel Tip Festivali kapsaminda Koku, Koku Algisi, Parfumler seminerine katilma sansim oldu. Sans diyorum cunku su ana kadar koku hakkinda beynime yerlesmemis bilgileri tazeleme firsati buldum. Yine de katilimcilarin cogunun orta yasli teyzelerden olusmasi ve bu teyzelerin ilgi alanlarinin benimle uzaktan yakindan alakasi olmadigi icin istedigimi tam olarak almis oldugumu dusunmuyorum. Olsun buyuk fotografa Channel 5 hakkinda bilmedigim gercekleri ogrendim diye bakiyorum. 

Koku hakkinda engin bir bilgiye sahip olan bu adamin sadece bir tutamindan yararlanmisim gibi hissettim. Seminer sonrasinda Vedat Bey in yanina gidip konusma firsati buldum ve bu dusuncemi onunla da paylastim. O da ben de lezzet konusunda daha fazla durmak isterdim dedi. Allah teyzelerin gazabindan herkesi korusun. AMEN. Neyse gelelim fasulyenin faydalarina. Seminer boyunca aldigim notlari paylasmaya.. Buyrun.

 

Bir insan gunde 2 saniyesi nefes alma 3 saniyesi nefes verme olmak uzere 23.000 kez koku alma sansini yakaliyormus. Yaptigim saglama bunu yalanliyor tabi ama kadi kizi olayi deyip geciyoruz.( buyrun bu da saglamasi : 1 gun=24 saat, 1 saat=60 dakika, 1 dakika=60 saniye, nefes alma verme=5 saniye ====> [24*60*60]/5=17280 ) 

Koku duyusunun ortaya cikmasinin nedenini turun devamini saglamaya calismak olarak ozetleyebiliriz. Hemen sonrasinda da tat duyusu gelir. Ilk baslarda ve uzunca bir sure keyfe dayali bir duyu organi olmamistir burun. (tabi asagidaki karikaturde goreceksiniz kadin her zaman kadin :p) Daha cok bir uyaran olmustur. 


Koku alma mekanizmasi su sekilde isliyor efenim nefes aldigimizda koku molekulleri buruna giris yapiyor ve ilk once burnumuzun ust kisminda bulunan mukozo sivisi ile karsilasiyor. Burada 20 milyon kadar reseptor var. Bu reseptorler tarafindan alinan bilgi direk alt beyin ile beyin sapini birbirinden ayiran limbik sisteme aktariliyor. Ki bu limbik sistem cok tehlikeli islerle ugrasir kokuyu islemesinin yaninda. Ve bu bilgiler filtre edilmiyor. Diger duyularimizin aksine koku duyumuz istemsiz bir sekilde calisiyor.

Seminerde aroma terapinin uzerinde duruldu ve kokularin ortamlarda ticari amacli olsun, dini amacli olsun nasil kullanildigindan da basedildi. Insanlarin bir temizlik maddesini alirken islevine gore degil de kokusuna gore karar verdikleri (yumos) ornek olabilir mesela. Veya Las Vegas ta bir kumarhanede yapilan deney (kollu makinalarin bulundugu iki bolge seciliyor, birisine guzel bir koku veriliyor digeri ise sadece ortamin kokusu ile yetiniyor.Sonuc kokulu bolgede insanlarin gecirdigi vakit yuzde 46 daha fazla) kokularin nasil ticari olarak kullanildigina ornek verilebilir. Islamiyette misk ve safranin onemine, musevilikte de tarcin kokusunun onemine deginildi. Hatta Tevrat ta tarcin koku tarifi veriliyormus. Ayni sekilde Islamiyette eskiden camiler insaa edilirken harca misk katilirmis, boylelikle gunes dogdugunda bu harcin icindeki misk molekulleri harekete gecermis. Boylelikle ezan sesi nasil insanlara bir cagriysa, misk kokusu da subliminal mesaj olarak kullanilirmis.(vay arkadas dedirtti bana)



                             Subliminal Reklam Ornekleri



Simdi beni daha cok ilgilendiren kisima geldim. Mesela nezle oldugumuzu dusunelim, yedigimiz yemeklerin , ictigimiz likiditelerin tadi nasil gelir? Cogu insan nezle olunca tat alamazsin diye dusunur ama bu boyle degildir. Vedat Bey'in demesine gore tat aliyoruz ama lezzetini alamiyoruz. Burnumuzu kapatip kahve icmeyi deneyelim, icitigimiz sey sadece aci sicak sudur. Yine ayni sekilde burnumuzu kapatip gazoz veya kola icsek hangisinin kola hangisinin gazoz olduguna karar veremeyiz. Buradan yola cikarak baslikta yazan formulu yazdi tahtaya Vedat Bey. Yuzumuzde bulunan trigaminal sinirlerin de lezzet konusunda rolu oldugundan bahsetti(sogan dograyinca istemsiz bir sekilde aglamamizi saglayan sinirler). 


Son olarak uc hayvani kokudan bahsedecegim. Amber, misk ve kalemis(civet). Bu uc maddenin nasil elde edildiginden bahsedelim biraz da. Hazir olun veya isterseniz bundan sonrasini okumayin.:)


Amber : Ispermecet balinasinin (sperm whale) yedigi kabuklu deniz canlilarinin kabuklarini hazmedeyip kusmasi veya diskilamasi sonucunda ortaya cikan ve gunes isigina maruz kaldiktan sonra sahile vuran kisimlarinin toplanmasiyla elde ettigimiz malzeme. Bildigin bok. Dogalina zor rastlaniyormus.(cok sukur)




Misk : Daha cok Tibet ve Cin de bulunan bir geyik turunun testisleri uzerinde bulunan bir beze. Isin ilginci bizim sevgili atalarimiz aroma versin diye bu mereti sutlaclara, kahvelere ve serbetlere koyuyorlarmis. Ne guzel. Buna da bi yorumum olurdu tabi ama terbiye musade etmedi. Ne yedigimiz belli demek ile yetiniyorum sadece.:)



Civet : Literature misk kedisi diye gecen bir canlinin korkutuldugunda anal bolgesinde salgiladigi sivi. Bu kediler kopi luwak kahveleri ile de unludur. O apayri bi olaydir. Yedikleri kahve cekirdekleri midelerinde kimyasal reaksiyona girer sonra bazi insanlar da bu hayvanin diskilarini toplar. Bu diskilardan elde edilen kahvenin yarim kilosu yaklasik 600 dolardir. Afiyet olsundur.



Tabi parfumden de bahsedilmistir de orasi beni pek ilgilendirmemistir. Bugunluk de bu kadardir. Bahsettigim kotu seyler sonrasinda gozunuz gonlunuz acilsin diye iki foto asagidadir.  Tabiki yanli olacaktir. 





Basbas.

Hiç yorum yok: